Ülkenin yaşlı bilginleri, yüzyılda bir kez o ülkenin en yüksek dağında en yaşlı bir bilginin başkanlığında kötü giden işleri düzeltmek için toplanıp, çareler bulurlarmış. Son toplantının gündeminin en önemli maddesi, "Müzikteki Nota"ymış. Ülkenin bestekarları, "Beste yapmak için, sekiz notanın yetersiz kaldığını, dokuzuncu notaya ihtiyaç duyduklarını" belirtip, yeni besteler yapamamaktan yakınarak, bilginlerine buna çare olarak 9. notayı bulmalarını istemişler.
Bilginler hararetle tartışmaya başlamış. Aralarına son katılan genç bilgin "Müzikte 8 nota bulunduğunu, fazlasının müzik kanunlarına aykırı olduğunu" söyleyip, düşüncelerini dünya müzik kuramcılarından aldığı alıntılarla destekleyip, bu saçma konunun gündemden kaldırılmasını istemiş.
Bunun üzerine bir yaşlı bilgin, söz alarak böyle bir notanın varlığından bahsedince, genç bilginlerin ağzı açık kalmış. Başkan konuşmacıyı tasdik ederek, "Bir çoğunuzun bildiği gibi, toplandığımız bu dağın zirvesinde çok güzel bir kuş yaşamak-tadır, o kuşun kanadında bizim gibi bilginlerin dahi bilmediği birçok gizli bilgiler bulunmaktadır. Hattâ eski bilginlerin kitaplarında belirtildiğine göre, insanların dert ve problemlerinin hepsi o kuşun kanatlarında yazılıymış. Bu nota meselesi, bestecilerimizin sıkıntısı olduğuna göre, mutlaka o da yazılı olmalıdır. Kuş her yüzyılda bir dağdan inerek, tüm ülkeyi dolaşıp, her yönüyle çok iyi ve mükemmel bir insan bulduğunda onun başına konmaktadır; kuşun inmesi çok yakındadır; hattâ bu günlerde inmesi beklenebilir... Sabırla bekleyelim, birinin başına konduğunda biz de gider, 9. notayı kanatlarından okur, öğreniriz" der.
Bilginler çareyi bulduklarını düşünerek, sevinçlerinden tam havaya uçacakları sırada, Başkan "Bu kadar da sevinmeyin" der, " Kuş ülkenin en sıkıntılı döneminde, yüzyılda bir gün dağdan inmesine iner de, dönüp dolaşıp konacak bir baş bulamazsa tekrar kendi yuvasına döner." dedikten sonra, endişesini dile getirir: "Hadi kuş havalandı diyelim, ya konacak baş bulunmazsa ne olacak? ".......alinti