Alır Dağlar
Baba bugün üşüyorum
Karda kaldım üşüyorum
Anama deyin sıcak bir çorba koysun
Üstümü ört baba üşüyorum
Behey babam dalmış babam
Sigarayı sarmış babam
Şapkasına hicran dökmüş
Kibrit gibi yanmıs babam
Baba bugün alır dağlar
Bu dert beni alır dağlar
Şehirlere sığmaz oldum
Fazla sürmez alır dağlar
Baba bugün ağlıyorum
Darda kaldım ağlıyorum
Duaların üzerimden eksik etme
İçim yandı ağlıyorum
Yusuf Hayaloğlu
Ah Ulan Rıza
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar
Cebimde bir lira desen yok,
Madara olduk meyhaneye!
Ah eşşek kafam benim,
Nasıl da güvendim bu hergeleye!
Gelse, balığa çıkacaktık,
Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık
Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp
Enteresan hayâllere dalacaktık
Bu sandalı geçen hafta denk getirip
Çalıntıdan düşürdük
Arkadaşlar ısrar etti,
Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük
Saat sekizde gelecekti,
Bana birkaç milyon borç verecekti
Yoksa o nemrut karısı kaçtı da
Onun peşinden mi gitti?
Eğer öyleyse yandık,
Gudubet gene yaptı yapacağını!
Geçen sene de merdivenden itip
Kırmıştı Rıza'nın bacağını
Abi, kadında boy şu kadar;
Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak!
Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
Ya horlarken Rıza'yı boğacak!
Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama,
Ben olsam, vallahi baş edemem!
Hele beş tane velet var ki boy-boy,
Allah'tan düşmanıma dilemem!
Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur,
Herkesin suyuna gider
Yoksa, kalıba vursan hani,
Tek başına on tane adam eder!
Bir keresinde, hiç unutmam
Üç-beş zibidi haraca dadandı;
Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi
Herifleri hastaneye kadar kovaladı!
Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,
Aynı kafadaydık
Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,
Biz, başka havadaydık
Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,
Aynı takımı tutardık
Fener'in her maçına iddialaşıp
Millete az mı yemek ısmarladık!
Bir tek askerde ayrıldık,
Bana Bornova düştü, ona Gelibolu
Döner dönmez evlendirdiler,
En büyük salaklığı da bu oldu!
Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu
Hep tek tabanca gezdim
Benim beğendiğimi anam istemedi,
Onun gösterdiğini ben sevmedim
Neyse, bunlar derin mevzu
Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek
Ufaktan yol alayım
Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek!
Gittim, vurup kafayı yattım;
Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini
Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp
Hastaneye kavuşmadan can verdiğini!
Vay be Rıza!
Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!
Dün, boşuna günahını almışım,
Ne olur, kızma bu kardeşine!
Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler
Ne kolay söylediler!
Sanki dev bir taş ocağını
Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!
Ah dostum o kocaman gövdene
O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
O zalim tabutun tahtalarını
Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?
Yani sen şimdi gittin, yani yoksun,
Yani bir daha olmayacak mısın?
Yani bir daha borç vermeyecek,
Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?
Peki, beni kim kızdıracak,
Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
Peki, beni bu köhne dünyada
Senin anladığın kadar kim anlayacak?
Ulan Rıza ne hayâllerimiz vardı oysa,
Ne acayip şeyler yapacaktık
Totoyu bulunca dükkân açacak,
Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık
Talih yüzümüze gülecekti be!
Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık
Hafta sonu iki yavru kapıp
Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!
Ah ulan Rıza bu mahallenin,
Nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,
Benim en kıral arkadaşımdın!
Ah ulan Rıza ben şimdi,
Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?
Senden ayrılacağımı sanma,
Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim!
Yusuf Hayaloğlu