Merhaba Nalân bu sen misin,
Yoksa sen mi sandım;
Biri çimdiklesin beni
Şöyle ışığa gel de göreyim,
Beni dümdüz eden,
O yalandan da yalan gözlerini
Merhaba Nalân
Amortiden mi çıktın güzelim?
Bak yine şapşal ettin bizi
Oysa ne güzel unutmuştuk
Ve ne güzel sona ermişti,
O gerzek pembe dizi!
Hani, son bölümde sen yamuk yapıp
Fabrikatör Nubar Bey'in
Tarabya köşküne gitmiştin
Hani, arkadaşım Halit Akçatepe'nin yanında
Beni acayip refüze etmiştin
Ve işte o an gözümde,
Eskicinin bile almadığı
Bir eski eşya gibi, bitmiştin!
Merhaba Nâlan
Pişmanlıklar denizinin biletsiz yolcusu
Merhaba, artist olma hayallerinin
İkinci sınıf karakter oyuncusu!
Vay anasını sayın seyirciler,
Vay anasını be vay anasını!
Bak, şimdi ağlarım ha,
Tez kapatsın biri,
Gözlerimin bozuk vanasını!
Oysa, o zehir kusan fabrika yolunda
Beraber ıslanmıştık biz, nice yağmurda
Ve o gün, Nubar Bey'in çarpıp kaçtığı
Bir hayvancağızdı inleyen,
Yol kenarı çamurunda
Ve hep kendine ayırdığın
O bencil yüreğin,
Bir de o gariban köpeğe sızlamıştı
Ve ben, ilk defa seni böyle bilmiştim,
Ve damarlarım ilk defa böyle cızlamıştı!
Merhaba Nâlan merhaba!
Yoksul mahallemizin en havalı kızı
Merhaba, yanlış ağlara takılmış
Muhteşem deniz yıldızı!
Ben sana bakınca, dolardım bulut gibi
Dolardım da bir türlü yağamazdım
Sen bana bakınca,
Bir ağlamak düğümlenir boğazımda,
Gurur yapar, ağlamazdım
Ne düşkündüm sana be!
Hani hayvanlar yavrusunu yalarmış,
Aynen öyle
Ne tutkuydu bizimkisi be!
Hani Ferhat dağları nasıl delermiş,
Aynen öyle
Ve o nasıl gidişti be!
Hani bir tren gelir de üzerinden geçermiş,
Aynen öyle
Of Nâlan of!
Sen benim neler çektiğimi bilsen,
Bunu bilmekten ölürdün
Şu kadarını söyleyeyim:
Hani taş olsan,
Yani taş olsan;
Ortadan ikiye bölünürdün
Gitme Nâlan, dur!
Tekrar gitme ne olur!
Aldırış etme saçma sapan sözlerime
Yoo hayır, ağlamıyorum,
Galiba cıgaranın dumanı kaçtı gözlerime
Belki de sen haklıydın,
Bu mahallede ne bahtın açılır,
Ne de boyun uzardı
Üstelik annen ölmüştü
Ve sokağınız,
Acını kaldıramayacak kadar dardı
Terso gidiyordu herşey
Milllet işi-gücü bırakmış,
Aklını bize takıyordu
Altımızda çul yoktu,
Üstümüzde dam akıyordu
Arap kızı camdan bakıyordu
Sen gittikten sonra ben,
Hiç sorma
El attığım her işi, çok geçmedi batırdım
Çünkü seni unutmanın tek yoluydu;
Bütün kazancımı şaraba yatırdım
Ama gelinliğin duruyor
Baba yadigarı cumbalı evi de satmadım
Yalanım varsa kalkmayayım şuradan:
Ben seni bir tek gün,
Bir tek gün bile unutmadım!
Merhaba Nâlan,
Merhaba üzgün melek
Merhaba kadersizim, talihsizim
Merhaba titreyen elim, sancıyan belim,
Ağrıyan dizim, vazgeçilmezim!
Ama Necdet Tosun öldü Nâlan,
Artık yemekleri sen,
Salatayı da ben yapacağım
Sami Hazinses kadar olmasa da
Bahçeyi sevdiğin çiçeklerle donatacağım
Kemal Sunal da öldü Nâlan,
İyi kalpli amcaları birer-birer uğurladık
Ve dünya kirlendi,
Filmler bozuldu
O masum sevdalar yaşanmıyor artık
Sen varsın, ben varım
Bir de, acımasız bir dünya var dışarıda
Esas film şimdi başlıyor,
Ve bütün koltuklar bomboş bu sinemada!
Merhaba Nâlan, merhaba!
Sen ortada sıçan, ben şaşkın körebe
Ulan seviyorum seni be!
Ulan, nereden inceldiyse,
Oradan kopsun be!
Yusuf Hayaloğlu