Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapiLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Similar topics
    Arama
     
     

    Sonuç :
     
    Rechercher çıkıntı araştırma
    En son konular
    » Duyuru..Hocalı Katliamını Unutma, UNUTTURMA!
    Münakaşada üzme, kırma vardır! Icon_minitimeSalı Şub. 28, 2012 8:03 am tarafından AyMaRaLCaN

    » Basit yaşayacaksın. Basit
    Münakaşada üzme, kırma vardır! Icon_minitimeÇarş. Haz. 09, 2010 1:48 am tarafından Misafir

    » Aşk 29 Harftir..
    Münakaşada üzme, kırma vardır! Icon_minitimeÇarş. Haz. 09, 2010 1:48 am tarafından Misafir

    » SENi SEViYORUM
    Münakaşada üzme, kırma vardır! Icon_minitimeÇarş. Haz. 09, 2010 1:47 am tarafından Misafir

    » BÖYLE SEVDİM İŞTE
    Münakaşada üzme, kırma vardır! Icon_minitimeÇarş. Haz. 09, 2010 1:44 am tarafından Misafir

    » Delinin Veliye Tavsiyesi
    Münakaşada üzme, kırma vardır! Icon_minitimePaz Haz. 06, 2010 3:44 am tarafından Misafir

    » Dört Dirhemlik Gömlek
    Münakaşada üzme, kırma vardır! Icon_minitimePaz Haz. 06, 2010 3:44 am tarafından Misafir

    » Eğer Göndermeseydi
    Münakaşada üzme, kırma vardır! Icon_minitimePaz Haz. 06, 2010 3:44 am tarafından Misafir

    » Nereden ve Nasıl aldın
    Münakaşada üzme, kırma vardır! Icon_minitimePaz Haz. 06, 2010 3:43 am tarafından Misafir

    Tarıyıcı
     Kapı
     Indeks
     Üye Listesi
     Profil
     SSS
     Arama
    Forum
    Ortaklar
    bedava forum
    Giriş yap
    Kullanıcı Adı:
    Şifre:
    Beni hatırla: 
    :: Şifremi unuttum

     

     Münakaşada üzme, kırma vardır!

    Aşağa gitmek 
    YazarMesaj
    AyMaRaLCaN
    Admin
    AyMaRaLCaN


    Mesaj Sayısı : 968
    Kayıt tarihi : 18/04/10

    Münakaşada üzme, kırma vardır! Empty
    MesajKonu: Münakaşada üzme, kırma vardır!   Münakaşada üzme, kırma vardır! Icon_minitimePaz Nis. 25, 2010 3:32 pm

    Cedelleşme, münakaşa etmek, başkasını susturmak, âciz bırakmak, konuşmasını tenkid suretiyle onun değerini düşürmek, onu kusurlu bulmak ve cahilliğini ortaya dökmekten ibarettir.


    Mücadelede, mükanaşada karşısındakinin hoşuna gitmeyecek şeyler ortaya atılır. Kusurları, yanlışları söylenir. Bu yapılırken de kendisinin kusursuz, ondan üstün olduğu ifade edilmiş olunur.


    Bu doğru bile olsa karşısındakinin kusurlarını, aybını orta çıkarttığı için caiz olmaz, ayrıca kendi kibrini, gurununu gösterdiği için bu da caiz olmaz. Bunun için insan, bu tür yanlıştan, mücadeleden sustuğu takdirde günahkar olmayacağı her tür tartışmadan kaçınmakla kurtulunabilir.


    İnsanı bu tür mücadeleye teşvik eden şey, ilmini ve faziletini göstermek suretiyle üstünlüğünü ispat etmek ile başkasının eksikliğini göstererek ona hücum etmek hevesidir! Bunların ikisi de nefsin gizli ve pek kuvvetli iki arzusudur.


    Münakaşa hiçbir zaman başkasını üzmekten uzak değildir.

    Öfkeyi kabartmaktan, kendisine itiraz edilen kişiyi yanlışa düşürmekten hatta hataya teşvik etmekten uzak değildir!

    Onun yanlışına sevinir. Halbuki kim söylerse söylesin yanlıştan, kötü sözden üzüntü duymak lazımdır.

    İş o noktaya varır ki taraflar karşısındakinin her sözüne itiraz eder, onun yanlışlığını ispat etmek için uğraşır.

    İş gittikçe kızışır; tıpkı birbirine hırlayan iki köpeğin arasındaki sürtüşmenin kızışması gibi.


    Onların herbiri diğerini ısırmaya fırsat kollar.

    Bunun tedavisi; başkasını kusurlu ve eksik görme huyundan kurtulmaktır.

    Dâvûd Tâî hazretlerine soruldu:

    - Sen neden inzivaya çekilmeyi seçtin?

    -Cidali terketmek suretiyle nefsimle mücadele etmek için inzivayı seçtim.

    -Meclise gel! Söylenilen sözü dinle! Konuşma!

    -Ben bunu yaptım! Bana bundan daha güç gelen bir mücâhede görmedim.


    Başkasının yaptığının yanlış olduğunu düşünen bir kimsenin, o yanlışı düzeltmeye veya belirtmeye gücü olduğu halde, orada sabretmesi cidden zordur.



    02 Mart 2010 Salı
    Mehmet Oruç

    “Rabbim bana münakaşıyı men etti!”

    Münakaşanın sebebi kişinin kendisini karşısındakinden üstün görmektir.
    Kendini karşısındakinden üstün görmek ise kibirdir.
    Kibir ise kötü huylardandır.

    Dolayısıyla münakaşa güzel ahlakın zıddıdır. Halbuki müslüman güzel ahlaklı olmalıdır.

    Hadis-i şerifte, “Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlakla memnun etmeye çalışınız!” buyuruldu.


    Resul aleyhisselam, “Münakaşa etmeyen, haklı olsa da, kimseyi incitmeyen, şaka veya güldürmek için, yalan söylemeyen, iyi huylu olan Müslüman Cennete girer.” buyurdu.


    Münakaşayı seven kimseler, şöhret sahibi olmayı isteyenlerdir. Falanca falancayala münakaşa etmiş, karşısındakini susturmuş gibi sözlerden zevk alırlar. Halbuki şöhret zararlıdır.


    Nitekim, imam-ı Gazali hazretleri, “Ancak şöhret için uğraşan, tartışmayı sever. Şöhret ise afettir” buyurdu.


    Salih mümin şöhreti sevmez, kibirli olmaz, vakar sahibidir, dünya işlerinde kolaylık gösterir. Din işlerinde sağlam olur. Hiç münakaşa etmez!

    Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

    “Putperestlik ve içkiden sonra Rabbimin beni nehyettiği ilk şey münakaşayı men etmek olmuştur.”

    “Allah hidayet verdikten sonra cedele dalan bir kavim, dalâlete sapmış demektir.”

    “Haklı da olsa kul, cedeli bırakmadıkça iman hakikatini kemâle erdiremez.”

    Lokman Hakîm buyurdu ki:


    “Ey oğlum! Diline sâhip olmayan, sonunda pişmân olur. Çok münâkaşa ve münâzara yapan, kötülenir. Kötü işlerin yapıldığı yerlere girenler, oralarda işlenen kötü işleri yapmakla suçlanır ve töhmet altında kalırlar. Kötü kimse ile arkadaş olan, kötülükten kurtulmaz, emîn olamaz. İyi kimse ile arkadaş olan kimse de, iyi şeylere kavuşur.”

    Enes bin Malik hazretleri bildiriyor: Biz bir gün dini bir konuda tartışırken, Resulullah efendimiz yanımıza geldi. Bize öyle öfkelenmişti ki, hiç böylesini görmemiştik.

    Buyurdu ki:

    “Bırakın tartışmayı! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldu. Tartışmanın faydası yoktur, tartışma zararlıdır. Mümin münakaşa etmez. Münakaşa edene şefaat etmem.”
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    http://ay-maral-can.tr.gg/
    AyMaRaLCaN
    Admin
    AyMaRaLCaN


    Mesaj Sayısı : 968
    Kayıt tarihi : 18/04/10

    Münakaşada üzme, kırma vardır! Empty
    MesajKonu: Cevap: Münakaşa   Münakaşada üzme, kırma vardır! Icon_minitimePaz Nis. 25, 2010 3:33 pm

    Münakaşada ısrar etmek!

    Mis’ar bin Kedâm hazretleri oğluna şöyle nasihatte bulundu:

    “Oğlum!

    Münâzarayı, söze muhalefet etmeyi, şaka ile insanlara takılmayı terk et.

    Bunları, sevdiğim kimseler için hoş görmüyorum.

    İnsanlara, sözlerinde ve işlerinde dâima muhalefet edip karşı çıkmak, karşıdakinin kızgınlık ve kin beslemesine sebeb olur. Bu, münâkaşa gibidir.

    Münâkaşa insana düşmanlık kazandırır.
    İnsanların sözlerine ve işlerine devamlı muhalefet edip karşı çıkmanın zararı, faydasından çoktur.

    Zaten insanların birbirine sövüp, çirkin sözler söylemesi de bu gibi davranışlardan ileri gelmektedir.

    İki kişi arasında münâzara ve birbirinin sözüne ve işine karşı çıkma olunca, mutlaka ikisinin de kalbi birbirine karşı bozulup, aralarında bir soğukluk hâsıl olduğu gibi, gizli bir düşmanlık da meydana gelir.”



    Ebû Ahfeş el-Kenânî de şöyle nasihat etmektedir:

    “Ey oğul !

    Yaşadığın müddetçe birbirinizle münâzara ve birbirinize muhalefet edip, karşı çıkmaktan sakın.

    Hafifliği ve cehâleti terk et. Çünkü bu, insana bir fâide getirmez.

    Hilmi, yumuşaklığı zillet, alçak ve düşük bir hâl olarak kabûl etme. Şüphesiz hilm, en kıymetli ve insan için en sâlim ve koruyucu bir yoldur.”



    Akıllı kimse,
    haklı olsa da münakaşa etmez.
    Belalara, sıkıntılara göğüs gerer.
    Nimetlere şükreder.
    Ehline danışarak iş yapar.
    Günah işlemekten ve bilhassa imansız gitmekten çok korkar.
    Çok istiğfar eder.


    Muhammed Salim hazretlerine “Bir kimsenin evliya olduğu nasıl anlaşılır?” dediklerinde,

    “Münakaşa etmemesi,
    tatlı dili,
    güzel ahlâkı,
    güler yüzü,
    cömertliği,
    özürleri kabul etmesi ve
    herkese merhamet etmesi ile bir kimsenin velî olduğu anlaşılır” buyurdu.

    Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

    “Allahü teâlâ, mücadelede ısrar edeni sevmez.”

    “Mücadelede ısrar eden hariç, hiç kimse, hidayete kavuştuktan sonra sapıtmaz.”

    “Arkadaşınla münakaşa etme! Ona sıkıntı verme! Ona buna arkadaşının hâlini sorma! Belki ona düşman birine rastlarsın da, arkadaşın hakkında yanlış bir şey söyleyip aranızın açılmasına sebep olabilir.”

    ____________


    Bir insanın hiç günahı olmasa, insanları doğru yola davet ediyorum diye tartışmaya girse, bu hareketi günah olarak ona yeter İtirazı, tartışmayı huy edinen kimse mürüvvetsiz olur. Her vakit derim ,bizler söylemekle mükellefiz,tesir ettirmek Rahmana kalmış..

    Kötü ile münakaşa etme, seni üzer.
    Halim ile münakaşa etme, sana küser.

    Enes bin Malik hazretleri bildiriyor:

    Biz bir gün dini bir konuda tartışırken, Resulullah efendimiz yanımıza geldi. Bize öyle öfkelenmişti ki, hiç böylesini görmemiştik.

    Buyurdu ki:

    (Bırakın tartışmayı! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldu. Tartışmanın faydası yoktur, tartışma zararlıdır. Mümin münakaşa etmez. Münakaşa edene şefaat etmem.) [Taberani]

    Haklı da olsa, münakaşayı terk etmeyen, hakiki imana kavuşamaz.) [İbni Ebiddünya]


    münazara, cedel, tartışma fikirlerin arenaya çıkma olayıdır. Burada elbette ki fikrini galip getirme kastıyla beyan verilebilir. Ama bu beyin fırtınası ve zihin egzersizi olarak algılanmalı saygı çerçevesini asla aşmamalıdır. Hele hele küsmek, darılmak, duygusal olarak kabuğuna çekilmek, ölçüyü kaçırıp rencide etmek, gereksizce lafları uzatmak, hakaret etmek, inatlaşmak, ego tatmini haline getirmek vs. adaba aykırı durumlardır. Bunları başarırsak tüm tartışmalar emin olun keyif verecektir.

    Kalp çok hassas, dostluklarda çok kıymetlidir. Her şeyin edebi olur da münazaranın edebi olmaz mı?. Edeple yapılmayan her münazara, kırgınlıklara sebeb olduğu gibi, çoğu zaman, Allah korusun, sırf mağlup duruma düşülmesin diye, enaniyet uğruna hakkı bile bile örtmeye kadar gidebilir.

    Bu yüzden, münazara kelimesi, muhasama, muâruza, münazaa, münakaza, münakaşa manalarına da kullanılmıştır. Veya bunlar en azından birbirine yakın kelimelerdir.

    Tecrübeyle sabittir ki, münazara ve münakaşadan pek hayır gelmemiş, hayırlı bir sonuca erilmemiştir. Ka-zanılsa da çok şeyler kaybedilmiştir onda. Herhalde bundan olsa gerek ki kitaplarımızda mezmum sayılmış, yerilmiştir. Elbette ki, nezaketle kazanılan hak, münazara, münakaşa ile elde edilenden daha uygun ve daha güzeldir.



    kendi adıma konuşursam kırılmadan münazara edemiyorum,karşımdaki münazara tekniğini bilmeyince hele hele bilen bir insanın karşımda nefsine mağlup olup bile bile ölçüyü kaçırıp rencide etmek, gereksizce lafları uzatmak, hakaret etmek, inatlaşmak, ego tatmini haline getirince elimde olmadan küsmek, darılmak, duygusal olarak kabuğuna çekilmek fiilerini işliyorum..alinti
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    http://ay-maral-can.tr.gg/
     
    Münakaşada üzme, kırma vardır!
    Sayfa başına dön 
    1 sayfadaki 1 sayfası
     Similar topics
    -
    » Zeki Müren - Üzme Beni

    Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
     :: Din ve İslamiyet Dini Hikayeler-
    Buraya geçin: