7 cihana hüküm bindirmiş ve sancağında hilalı tasıyan atalarımaza sahip çıkmak her türk gencinin boynunun borcudur....
aslında tartısılacak bi konu varsa oda türk genci olarak atalarımıza ne kadar sahip çıkıyoruz.....
bugun dünya araştırmalarına göre kızıldırelilerin türk olduğu bile kanıtlarla ortadayken biz hala atalarımzan şüphe duyar vaziyetteyiz unutmayınki tarihini kaybeden insanlar yok olmaya mahkumdur!!!!
“On yıldır Ruslar hile ile memleketimize girdi. İleri gelenlerimizi aldattı... Çok şiddetli baskılar başladı. Çoluk çocuğumuza saldırdı, yaşlılar ve yedi yaşında çocukların dışında kalanları Rusya'ya götürdü, halbuki Gürcistan altı yüz yıldır Osmanlı Devleti sayesinde asayişi düzgün bir ülke idi. Biz artık kesin kararımızı vermiş bulunuyoruz. Ya Rusları memleketimizden çıkaracak ya da bu ülkeyi baştanbaşa tahrip edeceğiz. Biz Devlet-i Aliyye'nin tebaasıyız. Osmanlı Devleti'ne sığınıyoruz.” (Şinasi Altundağ, Osmanlı İdaresi ve Gürcüler, DTCFD, X, 1-2 (11952), s.88)
osmanlının medeniyetten yoksun ve insan haklarını çiğnediğini öne süren bi grup unutmamaliki osmanlı bir medeniyetler imparatorluğuydu yaptığı camiler bunun en büyük örneğidir!!!!
aşağıdaki sarayı babanız değil ATALARIZ YAPMISTIR!!
dünyadaki ilk standar kanunuda babanız değil atalarınız yapmıştır!!!
Kanunname-i İhtisab-ı Bursa (Bursa Belediyesi Kanunu), dünyanın ilk standart kanunudur. Sulan II. Bayezid zamanında, 1502 yılında yürürlüğe giren kanun o günün ilk, bugünün hala eskimemiş kanunudur.
Bu fermanda; hayvan ürünleri, türlü sebze-meyve, tuz, ekmek, sanayi ürünleri, tekstil ürünleri, tarım-tahıl ürünleri, orman ürünleri, deri ürünlerinin satışları, konulacak fiyatlar ve kaliteleri bir standarda bağlanmıştır.
sanırım medeniyetten kastınız baska bişey sizin!!!!!!!!!
OSMANLI TÜRK DEĞİLSE OSMANLININ KURUCUSU OSMAN GAZİ NİJARYANIN BAĞRINDANMI KOPUP GELDİ!!!!!!
bugun dünya literatüründe İlk Türk uçağının uçuşu, Sultan Mehmed Reşad'ın 27 Nisan 1912 tarihindeki cülüs dönemine dayanmaktadır madem osmanlı türk değil neden ilk türk uçağını osmanlı uçurmustur!!!!!
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.800x667.Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 800x667 ve %3$sKB ) Buraya Tıklayın
İlk Boğaziçi Köprü Projesi de Sultan İkinci Abdülhamid döneminde yapıldı. 1900 yılında, Anadoluhisarı ile Rumeli Hisarı arasında bir köprü kurulması için Bosphorus Railroad Company adlı şirket çalışmalara başladı. Köprü üzerine demiryolu döşenmesi de planlanmıştı. Böylece, Avrupa dan kalkan bir tren Bağdat a kadar gidebilecekti. Ancak iç karışıklıklar ve Sultan Abdülhamid in tahttan indirilmesi o zaman için bu projenin gerçekleştirilmesine engel oldu
İstanbul a ilk tünel yine Sultan Abdülaziz zamanında Fransız Mühendis Emile Gavand tarafından yapıldı ve bu tünel 17 Ocak 1874 günü hizmete girdi. Dünyanın üçüncü yeraltı treni olan bu tünel 575 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğindedir.
Bu resım kucultulmustur.Gercek boyuta donmek ıcın tıklayın.747x627.Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 747x627 ve %3$sKB ) Buraya Tıklayın
Cumhurbaşkanlığa forsunda bile 16 Türk devletini simgeleyen 16 yıldızdan biri Osmanlı İmparatorluğudur.
Bu devletin en üst makamlarınca onanmış bir şeydir.
"Poltava'da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü, kurtuldum. Buğ nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi; önümde su, ardımda düşman, tepemde cehennemler püsküren güneş... Su beni boğmak, düşman beni parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu; yine kurtuldum. Fakat bugün esirim, Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar bana yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da değilim; istediğimi yapıyorum. Fakat bu defa da şefkatin, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar alicenap, bu kadar asil, bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak, bilsen ne kadar tatlı."
Demirbaş Şarl -İsveç Kralı (Ruslardan kaçıp Osmanlıya sığınmıştır)
http://cache.eb.com/eb/image?id=37854&rendTypeId=4"Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Burada hiç yoktan ordular kurmak ve bu orduları ölüme sürüklemek mümkün. Bu imkanlardan bol bol faydalanıyorum. Fakat, meydana getirdiğim orduları sendeleten bir engel var: Türklerin yaşayan hatıraları!
Üç-dört yüzyıl önce her kudreti ve her milleti yenen Türkler, şimdi de silinmez hatıralarıyla her teşebbüsü sendeletiyorlar. Hemen her yürekte bu korkuyu seziyorum. Demek ki yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lazım. Bu durumda ben, Türklerin düzinelerle milleti idare etmelerindeki sırrı da anlıyorum. Onlar milletleri bir kere yeniyor fakat kazandıkları zaferleri ruhlara ve nesillere nakşedebiliyorlar."
M. Montecuccoli (Avusturyalı Komutan)
''Türklerin yalnız sonsuz bir cesareti değil, iradeleri sersemleştiren bir sihirbaz zekası vardır. İşte Türk, bu zekasıyla zafer kazanır, uygarlıklar yaratır ve insanlık dünyasında en şerefli hizmeti başarır. Zaten Avrupa'nın yarısını yüzyıllarca boyunduruk altına almak başka türlü mümkün olamazdı.''
Çarnayev(Rus Komutan)
Tarihi bir mektup
Osmanlı devletinde Rus sefiri olarak uzun seneler çalışan İgnatiyef,hatıralarında, Sultan II. Mahmud zamanında 1821 de Rum isyanının planlayıcısı, Patrik Gregoryus’un Rus çarı Aleksandr’a yazdığı mektubu açıklamıştır. Mektup şöyledir:
(Türkleri maddeten ezmek ve yıkmak imkansızdır. Çünkü Türkler, Müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukavemetli insanlardır. Gayet mağrur ve izzet-i iman sahibidirler. Bu hasletleri, dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden, idarecilerine [devlet adamlarına, komutanlarına, büyüklerine] olan itaat duygularından gelmektedir. Türkler zekidir ve kendilerini müspet yolda yönetecek reislere sahip oldukları müddetçe de çalışkan ve gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri, hatta kahramanlık duyguları geleneklerine olan bağlılıklarından, ahlak güzelliğinden ileri gelmektedir.
Türklerde önce itaat duygusunu kırmak ve manevi bağlarını parçalamak, dini metanetlerini zayıflatmak gerekir. Bunun en kısa yolu, milli gelenek ve dinlerine uymayan yabancı fikir ve hareketlere alıştırmaktır.
Maneviyatları sarsıldığı gün, Türklerin kendilerinden şeklen çok kudretli, kalabalık ve zahiren hakim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve onları maddi vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir. Bu sebeple, Osmanlı Devletini tasfiye için, sadece harp meydanlarındaki zaferler kâfi değildir. Hatta, sadece bu yolda yürümek, Türklerin haysiyet ve vakarını tahrik edeceği için, dikkatli olmalıdır. Yapılacak iş, Türklere hissettirmeden, bünyelerindeki tahribatı tamamlamaktır.)
Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 768x1024 ve %3$sKB ) Buraya Tıklayın
Bedavadan bulduk bu şehri,
Bu memleket bu vatan,
Bu bayrak bu ezan,
Bu yürek bu meydan bedavadan geldi bize..!
Bu toprakların kanla yıkanmış olması
Bir anlam ifade etmiyor gibi bize,
Bir masal yada öylesine bir ani zannediyoruz,
osmanlının türk olduğundan şüphe duymak kendilerinin türk olduğundan şüphe duymaktır......
osmanlının atası olmadığı kabul etmeyenler nasıl olurlar ben türküm diye ortada gezebilirler....
Bilsin cihan ki, ben bu cihanın nesindeyim?
Bir Ülkünün mehabetinin zirvesindeyim.
Dünya denen mezellete dalsın her isteyen.
Ben ırkımın şeref taşan efsanesindeyim.
Hüseyin Nihal Atsız
Gülme öz köküne ayıptır sana.
Ot kökü üstünde biter unutma.
Köhne damgasını vurup atana,
Özgeden özüne sen ata tutma.
Bahtiyar Vahapzade
Osmanli'nin isminin nereden geldigini sanirim hepimiz biliyoruz. Osmanli Devleti'nin kurucusu olan Türk Bey'inin adi Osman oldugu icin. Osmanli Devleti bir Türk Devleti'ydi.....
osmanlının türk değildir diyenler neden osmanlının bütün borçlarını türkler ödedi???????
soy anadan gelmez babadan gelir yok öle değildiyosanız türklüğünüzden şüphe duyun!!!!!!!!
Osmanli Ailesi Oz-Turkdu, Oguz Turklerin Kayi boyundan...
Osmanli Turk Imparatoru tabiki Turk'du, her tarihci bunu kabul eder, sadece Turkler bunu yazmiyor, ama siz hala neyi tartısıyosnuz!!!!!!!!!
The Ottoman Empire, 1300-1650
by Colin Imber
http://www.powells.com/cgi-bin/biblio?inkey=17-0333613864-1City of the World's Desire, 1453-1924
by Phillip Mansel
http://www.amazon.com/gp/product/0312187084/104-2207873-5351131?v=glance&n=283155Tum dunya tarihciler bunu kabul ediyor.
M.KEMAL ATATÜRK
Gafil, hangi üç asır, hangi asır,
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarih söylememiş bunu,
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak.
Yaşanan tarihi gömüp doğru tarihe gidin.
Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa' nın Alpler' inde Oğuz torunları,
Doğudan çıkan biz, batıda yine biz;
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
Hep insanlar kendini bilseler,
Bilinir o zaman ki hep biriz.
Türk sadece bir milletin adı değil
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar!
Ey yığın yığın insan gafletleri!
Yırtılsın gökteki gafletten perde,
Hakikat nerede?
Mustafa Kemal ****** 1930'lu yıllar boyunca yaptığı çeşitli konuşmalarda Türk Tarih Tezi'ni bizzat desteklemiştir. Örneğin "Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır." sözüyle Anadolu'da eskiden beri yaşamış bütün halkların Türk olduğunu belirtmektedir.
Anadolu 7000 yıllık Türk beşiğidir" sözü de Anadolu'da Türklerin varlığının Malazgirt Savaşı'ndan çok öncelere dayandığı anlamını taşımaktadır; Anadolu'nun en eski halkları ******'e göre Türk'tür.
Sultan
Anneleri
Aslı
I. Osman
Hayme ana
Türk
Orhan
Mal Hatun Türk
I. Murad
Nilüfer Rum
I. Bayezid
Gülçiçek Rum
I. Mehmed
Devletşah Germiyanoğlu-Türk
II. Murad
Emine Dulkadirli-Türk
II. Mehmed
Hüma Türk
II. Bayezid
Gülbahar Türk
I. Selim
Ayşe Dulkadirli-Türk
I. Süleyman
Hafise (Hafsa) Türk
II. Selim
Hurrem Slav
III. Murad
Nurbanu Venedikli
III. Mehmed
Safiye Türk
I. Ahmed
Handan Türk
I. Mustafa
Handan Türk
II. Osman
Mahfiruze (Hadice) Rum
IV. Murad
Kösem Mahpeyker Rum
İbrahim
Kösem Mahpeyker Rum
IV. Mehmed
Turhan Hadice Rus
II. Süleyman
Saliha Dilaşub Türk
II. Ahmed
Hadice Muazzez Türk
II. Mustafa
Rabia Gülnuş Giritli-Türk
III. Ahmed
Rabia Gülnuş Giritli-Türk
I. Mahmud
Saliha Türk
III. Osman
Şehsuvar Rus
III. Mustafa
Mihrişah Türk
I. Abdülhamid
Rabia Şermi Türk
III. Selim
Mihrişah Gürcü
IV. Mustafa
Ayşe Seniyeperver Türk
II. Mahmud
Nakşidil Türk
I. Abdülmecid
Bezmialem Gürcü
Abdülaziz
Pertevniyal Türk
V. Murad
Şevkefza Çerkez
II. Abdülhamid
Tirimüjgan Çerkez
V. Mehmed
Türk
VI. Mehmed
Gülüstu Çerkez
II.Abdülmecid
Hayranidil Türk
İSTEYEN TOPKAPI SARAY ARŞİVİNE BAKA BİLİR HALKA AÇIKTIR..VALİDE SULTANLAR OSMANLI TOPRAKLARINDA BİR ÇOK HAYIR İŞLERİ YAPMIŞTIR
Lozan görüşmelerinde “azınlık” tarifinin etnik esasa göre değil, dinî esasa göre şekillenmesini istemiş ve tarife göre Hristiyan, Yahudi ve sair gayr-i müslim unsurlar “azınlık” sayılırken, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Arnavut vs. gibi unsurlar “devletin asıl sahipleri” sayılmıştır.)Hz. Ömer, “Biz, zelil, aşağı kimselerdik. Allahu Teala, bizleri Müslüman yapmakla şereflendirdi” buyuruyor.
Unutmayalım ki, başlangıçta hiç kimse Müslüman değildi; bugün çok büyük hürmet gösterdiğimiz, İslâm tarihinin temelini teşkil eden isimler, sonradan iman edip Müslüman olmuş isimlerdir…
Yani, Müslüman anne-babadan doğmamak bir kusur değildir. Öyleyse, padişah annelerinin önceki dinlerini ve milliyetlerini dikkate almak, hele de bunu “bozulma” sebebi saymak mümkün değildir.
Çünkü Osmanlı’nın “ortak payda”sı İslâm’dır. Osmanlı literatüründe, “yabancı” demek, “gayr-i müslim” demektir…
Padişah anneleri ise evlâtlarını “Müslüman” olarak doğurmuşlardır…
Bu çerçevede, Sultan Birinci Murad’ın annesi Rum asıllı “Horofira” iken, Müslüman olup “Nilüfer Hatun” adını almıştır…
Onların Müslümanlığını sorgulamak, hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir.
Bir çoğu o kadar “iyi Müslüman’dır ki, dindaşlarının yararlanması içi cami, mescit, çeşme, han, hamam, hastane, imaret gibi sayısız hayır eserleri vücuda getirmiştir.
Bunların çoğu küçük yaşta esir alınıp İstanbul’a getirilmiş olan küçük yaşta kızların arasından seçilmiştir.
Böyle bir sistem vardı: Savaşta esir alman kızların arasından en zeki ve güzel olanlar saraya ayrılır, aynı zamanda bir “yetiştirme yurdu” gibi çalışan haremde eğitilir, dinî bilgilerin yanı sıra, dünyevî bilgilerle de donatılır, sözün tam manasıyla padişaha eş ve anne olabilecek seviyeye getirilirlerdi.YAVUZ BAHADIROĞLU